Mersin
30 April, 2024, Tuesday
  • DOLAR
    32.41
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2434.2
  • BIST
    10082.77
  • BTC
    63757.06$

MEYDAN KALESİ GEZİ NOTLARI

13 April 2024, Saturday 09:02

Kalenin girişi olarak düşündüğüm yere geldiğimde, oldukça geniş ve büyüleyici bir ören yerini gezeceğimi anladım. Çünkü ne tarafa dönerseniz dönün, tarihi bir kalıntının görüş alanınızın içinde olduğu bir ören yeriydi burası. Bu da gezi daha başlamadan kalede atacağım her bir adımın heyecan verici olacağını bana hissettirdi. Antik Dönemden kalma, taş döşeli bir yoldan kale ve çevresindeki yerleşkeye girerek, tarihin eski sayfalarında bir yolculuğa başladım. 

Mersin’in Silifke ilçesi kırsalında yer alan kalenin asıl adı bilinmemekle birlikte günümüzde Meydan Kalesi olarak bilinir. Bulunduğu konumdan dolayı Sivrikale ismiyle de anılan kale, Toros dağlarının güney eteklerinde sırtını kuzeyde dik yamaçlı bir kanyona yaslamış. Kale ve çevresindeki yarleşimden kalan kalıntıların kökeni, Hellenistik Döneme kadar uzanmaktadır. Geç Roma ve Erken Bizans Dönemlerinde de yerleşimin devam ettiği kale, Seleukos İmparatorluğu zamanında kurulduğu bilinmektedir.

Silifke'ye 28, Mersin'e 85 kilometre uzaklıktaki kale, Olba Territoriumu diye de adlandırılan bölgede, İmamlı ve Yenibahçe köylerinin tam ortasındadır. Meydan Kale'nin iki kilometre kadar batısında da Gökkale villa rustikası yer alır. Meydankale Akdeniz kıyısından iç kısımdaki Olba Krallığı merkezine giden yolu denetlemek ve korumak amacıyla kurulmuş olma olasılığı güçlüdür. Kaleyi gezdiğinizde içerisinde gözetleme kulesi, burç, irili ufaklı onlarca sarnıç, şapel (küçük ölçekli kilise) ve nekropol (mezarlık) gibi yapıların kalıntılarına rastlayacaksınız. Kalenin en yüksek noktasındaki kuleden, kanyonun içindeki çaya doğru inen, kayalara basamakların oyularak yapıldığı bir merdiven bulunmaktadır.

Kale ve çevresindeki yapılarda kullanılan duvar örgüsü poligonal ve bosajlı (kabartmalı) duvar örgüleridir. Kilikia Bölgesi’nde onlarca sit alanında birçok örneğini görebileceğiniz poligonal duvar örgüsünün en mükemmel örneklerini, Meydan Kalesi ve çevresindeki yapı kalıntılarında görmeniz mümkündür. Sanki o dönemin zanaatkarları değil de bilinmeyen diyarlardan birileri gelmiş de bu duvarları işlemişler gibi. Aradan geçen 2200 seneden fazla bir zamana rağmen ve hiçbir şekilde harç kullanılmayan mimari yapıların, nasıl bu kadar sağlam kalmayı başardığını günlerce düşünseniz yine de bunun yanıtını bulamayacağınızı size rahatlıkla söyleyebilirim.

Dağlık Kilikia bölgesinde onlarca kale yerleşimi var. Meydan Kalesi de bunlardan sadece birisidir. Kaleyi benim gözümde diğer gördüğüm kalelerden farklı ve değerli kılan bir özelliği var. O da şu ana kadar hiç görmediğim iki kabartmanın kalede yer almasıdır. Bunlardan birincisi kalenin güneyindeki bir yapı kalıntısında, bir çember içerisinde Herakles’in lobutu (sopası) ve çemberin solunda ve sağında yer alan buğday başağı motifidir. Herakles’in lobutunun kabartmasını görebileceğiniz onlarca tarihi yapı var ama bu lobutun bir çemberin içerisinde betimlenmesi ve çemberin iki tarafında buğday başağının en küçük tanesine kadar betimlendiği başka bir örneğin, Kilikia bölgesinde bulunduğunu sanmıyorum. Buğday motifinin burada betimlenmesinin bir anlamı olduğunu düşünüyorum. Bölge tarımsal faaliyetlerin yoğun olarak yapıldığı bir yer. Çiftlik evi dediğimiz villa rustikalardan bölgede altı tane var. Böyle bir ortamda da buğday başaklarının taşlara nakşedilmesi şaşırtıcı değil.

Kalede beni şaşkınlığa düşüren ikinci kabartma da Güneş Tanrısı Helios’un bezemesidir. Bölgede Zeus’un, Hermes’in Pan’ın ve Athena’nın adının geçtiği yapılar ve çeşitli bezemeler çok sayıda varama Helios’un kabartmasının Kilikia Bölgesi’nin başka bir yerinde betimlendiğini düşünmüyorum. Helios, eski Yunan mitolojisinde Güneş'in kişileştirilmiş varlığıdır. Işık saçan bir taçla ve gökyüzünde dört atlı bir arabayla betimlenir. Helios, eski Yunan'da Olymposlular’ın çevresinde sıkça yer alan bir tanrı olmadığı halde Kilikia’nın ısssız bir kalesinin bir kapı lentosunun üzerinde yer alması bana ilginç geldi. Lentonun üzerindeki Helios kabartmasında Helios’un başındaki ışık saçan taç, çok net bir şekilde betimlenmiş ama atlı arabaların lentonun dar yüzeyinde betimlenmesinin güç olacağından olsa gerek kabartmaya dahil edilmemiş.

Anadolu’nun her bir tarafında geçmiş uygarlıklardan kalma işaretler var. Müthiş bir zenginliğe ev sahipliği yapıyoruz. Kilikia Bölgesi de bu zenginliklerimizin Doğu Akdeniz’deki merkezi. Meydan Kalesi de bölgenin onlarca savunma kalesinden sadece bir tanesi ama kalenin içerisinde gezdiğinizde bütün antik dünyanın, geçmişin yaşanmışlıklarını tek bir kalede görmeniz mümkün olacaktır. Yeter ki tarihi yapıların önünde biraz durup düşünelim ve geçmişin anılarına seyahat etmesini bilelim.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Serdar Kuş
    13-04-2024 18:23

    Teşekkür ederim Ömerciğim.

  • yorum avatar
    Ömer BİTEN
    13-04-2024 12:37

    Kaleminize sağlık bilgilendirici ufuk açıcı bir yazı.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum