FESTİVALLERE DOKUNMAYIN

Yıllar önce antik kent Kanlıdivane’de İçel Sanat Kulübü, Mersin Devlet Opera ve Balesi’nin 70-80 kişilik senfoni orkestrası’nın bölgede ilk açık hava konserini düzenledi. Binlerce insanımız ve bölgede yaşayan yabancılar arabalarıyla 60 kilometrelik yolu kat ederek, konseri dinlemeye geldi. Birkaç kilometrelik araba konvoyu oluştu. Komşu illerden otobüs kiralayarak gelenler oldu. Jandarmalar “arabalar için yer kalmadı” diyerek bazı arabaları geri çevirdi.

Azerbaycan’dan kentimize davet edilen ve bir süre opera orkestrasını şef olarak yöneten Nazım Rızabey; “Siz burada yerel bir faaliyet yaptığınızı sanıyorsunuz, oysa yaptığınız dünya çapında bir müzik olayıdır” dedi. Konserden herkesin memnun kalması, konser bitiminde ‘İçel Sanat Kulübü’ yöneticilerinin kutlanmasına yol açtı. Takip eden yıllar içinde başka dernekler tarafından da altı yedi konser daha düzenlendi. Her seferinde binlerce izleyici geldi...

Mersin’de düzenlenen konserlerle, özellikle yurtdışından davet edilen sanatçılar ve müzik toplulukları, yüzyıllar boyunca dünyada üretilen müzik eserlerini kentimizde de hemşerilerimizle buluşturmaktadır; diğer kültürler tanımakta, kıyaslanmakta ve kendi sanatçılarımızın bilgisi, kültürü zenginleşmekte, genel beğeni düzeyi yükselmektedir… Tanınmış sanatçıların, müzik gruplarının ülkemize gelerek sahnelerimizde yer almaları, ülkemizin tanınmasında da etkili olmaktadır. Gelişmiş, ilerlemiş birçok ülke gelenekleştirdiği festivallerle kendi sanatçılarını dünyaya tanıtmaktadır. Günümüzün gezginleri deniz, kum, güneşyanında artık konserler, temsiller, farklı kültürel faaliyetler de izlemek istemektedir. Yabancı konuklarımızın yoğun ilgisini çeken Aspendos Opera Festivali buna bir örnektir.

En ilkel topluluklardan bugüne her toplulukta müzik yapılmıştır. Müziği yasaklayanlar, birçok otoriter yönetilen toplumlarda görmüş olduğumuz gibi, kısa dönemler dışında, muvaffak olamamışlardır. Ülkemizde de müziği, kadın erkek birlikteliğinde dansı da yasaklayanlar, akıntıya kürek çekmektedirler. Müzik kazanacaktır.

Türkiye 37 konservatuvara, opera evlerine, devlet senfoni orkestralarına, serbest çalışan müzik topluluklarına sahiptir ve izleyicilerimiz konser salonlarını doldurmakta, sanat değiş tokuşu ile dış dünyaya yeni iletişim ve kültür pencereleri açmaktadır. Sanat, insanın kişiliğinin gelişmesi,mutluluğunun yükselmesi için vazgeçilmezdir. Yaratıcı, üretken, özgür, gelişen, hayatı güzelleşen ve zenginleşen, mutlu, duyarlı, barışıktopluma ulaşmak için sanat gereklidir. Gelişmiş ülkeler konserlere, festivallere, sahne sanatlarına yüksek bütçeler ayırmaktadır.Budama zamanı değil, destek verme, sanattan geniş kitleleri yararlandırma zamanıdır.

Opera evlerini, senfonik orkestraları, festivalleri, yeni üretilecek eserleri azaltmak değil, yeni kültürmekânlarını, konser salonlarını kurmak, sanatçılara yeni kadrolar açmak zamanıdır. Son zamanlarda bazı topluluklarda “festivaller yapılmasın” çağrıları yapılmaktadır. Bu çağrılar milletimizin refah ve mutluluğunu arttıracak, ülkemizin çekiciliğini büyütecek, arttıracak, ulusumuzu zenginleştirecek çağrılar değildir, bilakis birçok konuda ilerleme gösteren ülkemizin ilerlemesini yavaşlatacaktır.

Kadınların, kadın erkek sanat hayatını paylaşmaya, birlikte sanat üretmeye, sanattan yararlanmaya,  festivallerde bir araya gelmeye, tanışıklıkları arttırmaya, eserlerini ve yeteneklerini sergilemeye hakları ve istekleri vardır. Kadın her yönden sanat hayatına, sosyal hayata, bilimsel çalışmalara katılmalıdır. Mersin halkı ve sanat paydaşları, kadın ve erkek birlikte daha güzel bir dünyayı kurmak için birlikte çalışmalıdır. Mersin müzik ve sanat kenti olarak, modern ve çağdaş bir kent olarak hızla ilerliyor, dünyada kabul görmeye başlayan, alkışlanan sanatçılar çıkartıyor.

Tarsus Belediyesi, her yıl Uluslararası Tarsus Festivali düzenlenmesine karar verdi ve sanat yönetmenliğine uluslararası tanınırlığı olan sanatçımız Bülent Bezdüz’ü getirdi. Gerçekleşen ilk festivalde Almanya’dan Hannover Oda Orkestrası’nın davet edilmiş olması; Alman sanatçılarla Çukurovalı sanatçıların birlikte Alman ve Türk müzik parçalarını çalmaları geleceğe dönük olumlu önemli bir işaret oldu.

İki bin yıldan fazla geçmişi olan komşu şehrimiz Tarsus’un genlerinde sanat vardır. Mersin, opera ve bale kurumuna, konservatuvara, Akademik Oda Orkestrası’na, korolara, İçel Sanat Kulübü’ne, Akdeniz Opera Bale Kulübü’ne(AKOB) ve salonları dolduran ilgili sanatsever seyirciye sahiptir. Mersinliler, Tarsuslular bırakın festivallerinin kapatılmasını, yeni festivallerin hayat bulmasını beklemekte, yeni çalışmalar başlatmaktadır. Mersin sahip olduğu ülkemizin en büyük limanı ile kültürlerin, dinlerin, dillerin, gemilerin, tacirlerin buluştuğu yerdir, dolayısı ile sanatın, müziğin, sanatçıların, ulusların buluşma yeri olacaktır.

Mersin sanat gönüllülerinden oluşan sivil toplum örgütleri,  çocuklara, gençlere sanatla, müzikle buluşmanın farklı olanaklarını sunuyor; (örneğin AKOB) onların yaşamlarına yeni değerler, becerilerkatmak, yeteneklerini ortaya çıkarmakiçin çalışmalarını sürdürüyor. AKOB, opera, bale, klasik müzik, tiyatro, panel, söyleşi, yayın ve yarışma gibi alanlarda onları geleceğe hazırlıyor. AKOB Ulusal Oda Müziği Yarışması özgün bir “AKOB Kent ile Elele Sanat Proje’lerinden salt birisi olup, değerli virtüözleri, tanınmış bestecileri, orkestra şeflerini, yarışmanın seçici kurullarında yer almak üzere Mersin’e davet ediyor.

Mersin Büyükşehir, Mezitli,Yenişehir, Akdeniz Belediyeleri, Odalar, şirketler ve kişiler ne mutlu ki Mersin’in sanat, müzik projelerini, festivallerini desteklemektedir. Müzik ve sanat kenti Mersin’in oluşmasında büyük güçtürler. Mersin’in sanat gönüllüleri ve sanatseverler, başarıdan başarıya koşan sanat öğrencilerimiz, Mersin’in ışıltısını büyütecek, kentimizin ve ülkemizin tanıtılmasına önemli katkı sağlayacaktır. Kişi ve kurumlar sorumluluk, duyumsamakta ve geleceğin müzik ve sanat kenti Mersin’i inşa etmektedirler. Yolunuz açık olsun. İlerleyiniz, boşlukları doldurunuz. Festivalleri çoğaltınız. Ufak köylerde bile köyün bir festivali olması köye yararlar olarak yansıyacaktır. İnsanlar köyün güzelliklerini, zenginliklerini, ürünlerini, sergilesinler, müzik eşliğinde kadın erkek/yaşlı genç dans etsinler, soyut kültür mirası halk oyunlarını oynayabilseler, eğlensinler, o günlerde her yönden gelecek insanları ağırlasınlar; neşe, umut dolsunlar, güç toplasınlar. Güzel geleceği birlikte kursunlar.