Mersin
19 May, 2024, Sunday
  • DOLAR
    32.42
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2403.5
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59618.85$

ZEUGMA VİLLALARINDA YAŞAM -1-

01 March 2024, Friday 11:18

 Roma Dönemi’nde nüfusu seksen binleri bulan Zeugma’da çok çeşitli yaşam biçimleri olduğu kuşkusuzdur. Bu yazıda, meslekler, sosyal statü, cinsiyet vb. birçok konu irdelenmeden, günlük yaşantıya genel bir bakış atılmıştır.

Günümüz dünyasında arkeolojik kazılardan elde edilen her veri değerlendirilmekte ve diğer bilim dallarının da yardımı ile eski dönemlere ait birçok bilgiye ulaşılabilmektedir. 2000 yıl öncesine ait bir Roma kentinde günlük yaşamın nasıl olduğu herkes tarafından merak edilen konulardan biridir. Günümüzden otuz sene önce dahi teknolojinin bulunduğu nokta düşünüldüğünde, 2000 yıl önce yaşayan insanların hayatlarının hiç de kolay olmadığı sonucu ortaya çıkabilmektedir. Oysa bu dönemde de özde insan davranışları, alışkanlıkları, endişeleri, merakları değişmemiş, evlerdeki sabah koşuşturması, okula gidecek çocukların şafakla beraber hazırlıkları, yoksulluğun yol açtığı ölümler, hamam sefaları, gösterişe düşkün zenginlerin ziyafet sofraları, hanımların güzel görünmek için katlandıkları sıkıntılar, hor görülen hizmetkarlar vs. günümüzden hiç de farklı değildi.

Roma Dönemi kentlerindeki yaşam izlerine ait bilgilere yazılı belgeler ve arkeolojik kazılardan elde edilen verilerle ulaşılmaktadır. Dönemin yaşamına dair en verimli bilgilere, başlarına gelen felaketler yüzünden olduğu gibi korunmuş olan kentlerde yapılan arkeolojik kazılarla ulaşılmıştır. Bu kentlerden Pompeii, Herculaneum ve Ostia’da zaman felaketin geldiği anda durmuş gibidir. Pompeii ve Herculaneum’da yaşamı sona erdiren Vezüv’ün patlaması ile gelen volkanik kül ve cüruf ile Ostia’da Tiber Nehri’nin yığdığı kum ve çamur bu üç şehrin günümüze kadar olduğu gibi korunmalarını sağlamıştır. Bu kentlerdeki insanlar için zaman felakete yakalandıkları anda durmuştur: sokakta işinin başındakiler, mutfakta ev işi yapanlar, hasta yatağında yatanlar, yemek yemek üzere sofraya oturanlar, hamam sefası yapanlar vs.

Vergillius ve Horatius gibi şairlerin şiirleri, Cicero gibi düşünürlerin nutukları, Livius gibi tarihçilerin anlattıkları ya da İmparator Traianus ile mektuplaşan Genç Plinius gibi dönemin aydınları tarafından günümüze bırakılmış olan pek çok yazılı belge de, Roma Dönemi’ndeki günlük yaşam hakkında pek çok konuda birçok bilgiye ulaşılmasını mümkün kılmıştır. Yarattıkları sanat eserleri ile iz bırakmış olan dönemin zanaatkarları, marangozları, taş ustaları, mimarları, demircileri, cam ustaları, dokumacıları, çömlekçileri, ressamları, mozaik ustaları vd. yaşamı zenginleştirerek gelişmeye katkı sağlamışlardır.

Zeugma’daki yaşam çağdaşı Roma kentlerinden farklı değildir. Zeugma kazılarında ele geçmiş olan ve sayısı yüz bine yakın olan mühür baskıları kentin ticari anlamda ulaştığı noktayı gözler önüne sermektedir. Her türlü malın ithalatının ve ihracatının yapıldığı Zeugma’da bu zenginlik ve ihtişamın yaşanılan mekanlara oldukça abartılarak yansıtıldığı, hayallerin uygulanmasında sınır tanınmadığı görülmektedir. Kentin zenginlik ve refah içinde olması, yaşamın esnaf ve sanatkarlarından, soylu ve kölesine kadar keyifli geçtiğini düşündürmektedir.

Zeugma villaları, birçok ailenin barındığı kiralık ev bloklarından oluşan insulanın tersine, tek bir ailenin, özellikle de kentin aristokratlarının kullandığı konutlardır. Dönemin aristokrasisine ait villalarda günümüzde olduğu gibi, hayatın her aktivitesine ait bir bölüm oluşturulduğu gözlenir: Avlu, misafir odası, oturma odası, yemek odası, çalışma odası, mutfak gibi. Zeugma villalarında bu bölümlerin hemen hepsinin tabanına eşsiz mozaikler döşenmiştir. Yapılan kazı çalışmalarında bu villaların başlıca r bir villanın yaklaşık 700 metrekarelik bir alanı kapladığı tespit edilmiştir. Kapıdan içeri girildiğinde atriubölümlerinin atrium-peristylium olduğu tespit edilmiştir. Bu villaların 15-25 arasında oda sayısı olduğu ve hema (avlu) uzanan bir koridor olur ya da kapı doğrudan atriuma açılır. Ailenin günlük yaşamı genellikle kare ya da dikdörtgen planlı bir mekan olan atriumda geçer. Atriumun içinde yer alan implivium evin içindeki sığ havuzdur. Zeugma villalarında ele geçmiş olan bu havuzlar 20-30 cm derinliğindedir. Kimi zaman bu havuzların ortası Akhilleus Skyros’ta mozaiğinin yer aldığı havuz gibi fıskıyeli yapılmıştır. Zeugma’da sığ havuzlarda ele geçmiş olan mozaiklerin genellikle suyla ilgili mitolojik figürlerle döşendiği görülmektedir. Poseidon mozaiği bunlardan en önemlisidir. Balık figürlerinin  havuzdaki suyun dalgalanmasıyla hareket ediyormuş gibi bir algı yaratması, Zeugmalının yaşamdan keyif almak için hayal  sınırlarını nasıl zorladığının bir göstergesidir. Sığ havuzlar görselliğin yanı sıra  yağmur sularının toplanması için de kullanılmıştır. Bu havuzlarda toplanmış olan su, keramik künklerle kayaya oyulan sarnıçlara taşınmıştır. Atriumdan tabliniuma, yani evin sahibinin çalışma odasına geçilir. Triclinium yani yemek odasının Zeugma villalarında oldukça geniş olduğu ve tabanlarının T şeklinde büyük ve önemli mozaiklerle döşendiği görülmektedir.

Zeugma villalarında tanrılara tapınımın yapıldığı kutsal alanlara da yer verilmiştir. Lararium denilen bu alanlar genellikle bahçede avlu yakınında niş şeklinde mekanlardır. Roma dünyasında minyatür bir tapınak veya içinde tanrı betimlemelerinin yer aldığı basit dolap şeklinde örneklerine de rastlanmıştır. Evin sahibi tanrılara her gün hediyeler sunardı. Larariumda bebeklere isim verme, ergenliğe ulaşma ve evlilik törenleri de yapılırdı.

Bu villalarda sürdürülen günlük yaşamın, günümüz insani kaygılarıyla paralel sürdüğü söylenebilir. Doğum ve ölüm, şimdi olduğu gibi Zeugmalı için de hayatın en önemli gerçeğiydi. Doğum ve ölüm arasında süren hayat, şanslı olanların ve olmayanların yaşam kalitesinin farklılığı dışında, insani zevkler, hırslar, acılar, sevinçlerle hep aynı şekilde süregelmeye devam etmiştir. Zeugma’da da doğum ve evlilik gibi önemli günler özel törenlerle, sevinç içinde geçirilmekteyken, ölüm, ağıtların yakıldığı, matemin yaşandığı yaslı törenlerle geçmekteydi. Zeugma’nın çevresinde yer alan nekropolleri (mezarlık alanları) Zeugma’daki etnisiteyi de gözler önüne sermektedir. Sosyo-kültürel kimliklerin çeşitliliği mezar biçimlerine de yansımıştır. Nekropol alanlarında ele geçen mezarlar MÖ. 3.yüzyılın sonu ile MS. 3.yüzyılın başı arasında kullanılmıştır. Kavşak noktasında yer alması nedeniyle oluşan kozmopolit yapısının bir sonucu olarak gömüt geleneği çeşitliliğinin arttığı açıkça görülmektedir. Helenistik dönem nekropol alanlarının kentin doğu kısmında, MS. 2. Ve 3. yüzyıl Roma Dönemi yerleşiminin altında kaldığı saptanmıştır. Yapılan arkeolojik kazılarda elde edilmiş olan yazıt ve grafitilere göre, kişi isimleri genellikle Sami kökenli oldukları halde çoğunlukla Grekçedir. Grekçenin ardından Latince isimler gelmektedir. Latince yazıt taşıyan mezar taşlarının pek çoğu Roma İmparatorluğu’nun farklı birimlerinden Zeugma’ya görevli olarak gelen ve burada ölen askerlere aittir.

 

Devam edecek...

Yorumlar

  • yorum avatar
    Mehmet Yılmaz
    06-03-2024 07:18

    Teşekkürler Fatma hanım. Açıklamanız o kadar güzel net bilgiler içeriyor ki.. Zeugmanın ayrıntılarını açıklamışsınız. İkinci bölümü bekliyeceğim. Bu sabah saat 07.00 de okumaya başladım ve umarım günüm de böyle güzel geçer. Selamlar

  • yorum avatar
    Cumhur Ayar
    01-03-2024 18:37

    Zeugma da sular altında kalmadan hemen öncesinde baraj suları altında kalan mozaiklerin çekimleri için dalış yapmıştım. O zaman buradaki günlük yaşamın nasıl olduğunu ile ilgili hayaller kurmuştum... Harika bir yazı, devamını dilerim ??

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum