Vahap Başkan, Mersin’i dinledi…

Dün Mersin adına çok önemli bir toplantıya katıldım, umutlandım… "Kente Sözümüz Var” sloganıyla gerçekleşen sivil toplum buluşmalarının altıncısı imiş. Ben, bu son toplantının davetlileri arasındaydım. Konuya geçmeden kısa bir açıklama yapayım. Bu son toplantının konukları MEDEKA Üyeleriydi. Mersin'e Değer Katanlar’ın kısaltması olan MEDEKA, Vahap Seçer döneminde kuruldu ve kültür, sanat, edebiyat, kent tarihi, şehircilik gibi Mersin’i ilgilendiren konularda alanlarında uzman insanları buluşturuyor. Yapılan toplantılarda yeni fikirler üretiliyor ve başkanlığa sunulup mümkün olanlar hayata geçiriliyor.  İşte bu kadar önemli olan MEDEKA projesinin kıymetli üyeleri Mersin Kongre Merkezi’ni doldurmuştu. Sanattan edebiyata, medyadan kültür dünyasına çok sayıda Mersinli karşılarında Belediye Başkanı görünce içlerini döktü.

İşte bu toplantıdan bahsedeceğim size…. İlk olarak bağımsız yayıncılar adına kitabevi sahibi İsmail Kun’un söylediği şu sözler çok önemliydi: “Daha önce bu kadar bile kendimizi anlatamıyorduk. Bugün burada bizi dinlemeniz bile yeterince mutluluk verici.”

Öyle hasret kalmışız ki çağdaş sosyal belediyeciliğe... Başkanın bunca kentliyi karşısına alıp dertlerini dinlemesi o kadar mutlu etmişti ki davetlileri, salonda müthiş bir pozitif hava esiyordu. Yapılan eleştiriler nezaketle dile getiriliyor, Başkan Seçer dikkatle dinliyor, gerektiğinde yorum yapıyor ya da notları arasına alıyordu. Toplantıda bana da söz düştü. Ben Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nin bütçesinin çok daraltıldığını, bu önemli festivale sahip çıkılması gerektiğini belirttim. Ayrıca daha önceki dönemlerde gerçekleşen heykel sempozyumunun tekrar gündeme gelmesini rica ettim. Son olarak da Belediyenin tarihi taş binasının önünde paravanlarla kapatılarak makam aracı otoparkına çevrilen alanın açılarak tarihi binanın ortaya çıkarılması gerektiğini belirttim.

Herkes kendi alanında öneriler getiriyordu. Herkes biliyordu ki bu önerilerin büyük kısmı gerçekleşmeyecek… Ama dedim ya öyle hasretiz ki çağdaşlığa, sözünü direk muhatabına söyleyebilmek bile mutlu ediyordu davetlileri. Başkanın polemiğe girmeyen, savunmaya geçmeyen sadece dinleyen eksik kaldığı yerlerde soran tavrı davetlilerden tam not aldı. Yazar Turan Ali Çağlar’ın laf arasında söylediği bir konu beni de düşündürüyor. Türkiye son 40 yılını adı konulmamış bir terör savaşı ile geçirdi. Çok şehidimiz oldu. Onların adı yollara caddelere köprülere kavşaklara üst geçitlere verildi. Nereye baksak bir şehit ismi görüyoruz. Hepimiz onların saygıyla anıyoruz. Acaba şöyle bir şey yapsak nasıl olur? Güzel bir kahramanlık anıtı yapılsa, ve tüm şehitlerimizin adını orada toplasak, köprülere barış desek , sokaklara mutluluk, üst geçide bilim, mahalleye sevgi…. Bu savaştan haberdar olmayan  küçük çocuklarımız ölen askerlerimizin isimleri yerine mutluluk ve huzur görerek büyüse….

Dün Mersin adına çok önemli bir toplantıya katıldım dedim ya… Umutlandım….