Mersin
03 May, 2024, Friday
  • DOLAR
    32.42
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2403.5
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59618.85$

PERS VALİSİNİN GÖZDE KALESİ: MEYDANCIK KALE (KİRŞU)

04 December 2023, Monday 14:15

Anadolu’nun en güneyinde, Dağlık Kilikia bölgesinin gizemlerle dolu bir kalesidir Meydancık Kale. Mersin'in Gülnar ilçesinin 12 kilometre güneyinde yer alan kalenin orijinal adı Hititçe’de Kirshu’dur aslında. Osmanlı dönemindeyse Beydili olarak anılagelmiştir. Dik yamaçlı, düz bir alana sahip bir tepenin üzerinde yer alan kale, günümüze gelene kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin ilgisine mazhar olmuştur. Üzerinde her bir medeniyetin kültüründen izler taşıyan kalenin, günümüze ulaşan bölümlerinin en eskisini ve yenilerinin payını ortaya koymak elbette çok zordur.  Ama şunu rahatlıkla söyleyebiriz ki Meydancık Kale, Doğu'nun büyük imparatorlukları arasında savrulmuş bir bölgesinin çok önemli bir kalesidir.

Hitit İmparatorluğu’nun ardından Anadolu, oldukça karmaşık bir dönemden geçer. Böyle bir dönemde de Anadolu'da küçük devletçikler kurulur. M.Ö. 7. yüzyılda Göksu çevresinde kuralan ve başkenti Kirşu olan Pirindu Krallığı da bu devletçiklerden birisidir. M.Ö. 6. yüzyılda Babil İmparatoru Neriglissar tarafından Kirşu alınır. Babil kralı, şehrin içindeki sarayı ve şehirde yaşayan insanları yakıp yıkmakla övünür. M.Ö. 5. ve 4. yüzyılda Persler'in, M.Ö. 3. ve 2. yüzyılda da Mısırlılar'ın garnizonu olarak kullanılan kale, bir süre terk edilir. Ahameniş, Makedonya, Selevkos egemenliğine de giren kale, Geç Roma ve Bizans dönemlerinde de cazibe merkezi olma özelliğini sürdürür.

Meydancık Kale, bu kadar çok medeniyetin etkisinden geçer geçmesine ama en çok da Pers izlerini bünyesinde barındırır. Çünkü kale, Anadolu’da kurulan tek Pers satraplığı (valiliği) ikametgahı olma özelliğini taşır. Kalede ve Pers satrabının sarayında bulunan kabartmalar, buradaki Pers varlığının da kesin delilleri olarak karşımıza çıkar. Meydancık Kale’deki kabartmalar, bir kapı geçidinde iki muhafızı ve geçidin her iki tarafında yürüyen beş kişiyi tasvir eder. Pers saray kıyafeti giyen bu kişiler, ellerinde hediyeler taşırlar. Bu kompozisyonun benzerlerini bugünkü Persepolis Sarayı’nda görmemiz mümkündür.

Askeri ve idari açıdan önem taşıyan kale, her ne kadar Anadolu'yu kesen ana yollardan uzakta  olsa da Anamur ile Silifke arasında yer alan ve tarihi çağlarda önemli bir liman kenti olan Kelenderis’ten gelen tarihi yolu kontrol eder. Yoğun kar yağışı nedeniyle, tarihi dönemlerde sadece yaz aylarında kullanıldığı tahmin edilen kale, 750 metre uzunluğunda oldukça geniş bir alanı kaplamaktadır.

Kalenin, Kiklop tarzı devasa duvarlara sahip, görkemli bir  anıtsal girişi vardır. Giriş kapısındaki duvara yerleştirilmiş taşta yer alan Aramik dildeki yazıtta, yerleşimin isminden bahsedilmektedir. Yerleşimin içerisinde Hellenistik Dönem’de yapılan ve “saray” diye adlandırılan yapının, idari bir bina olduğu düşünülmektedir. Yerleşimin doğu yamaçlarında, M.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen mezar anıtı tespit edilmiştir. Anıtın girişinde bulunan Karyatid tarzı kadın heykelleri, Silifke Müzesi’nde sergilenmektedir.  Yerleşimin batı tarafında, dik kayaya oyulmuş, yıpranmış bir mezar yer alır. Yine mezarın Aramik dilde yazılmış kitabesinde, yerleşimin adı olan “Kirşu” sözcüğü geçmektedir.

Kalede 1971- 1995 yılları arasında bir Fransız arkeoloji ekibi, kazılar ve araştırmalar yapmıştır. Yapılan kazılarda yerleşimin M.Ö. 7. yüzyıldan, M.S. 12. yüzyıla kadar sürdüğü anlaşılmıştır. 1980 yılında sarayda yapılan  kazılarda, üç amfora içerisinde olağanüstü bir hazine bulundu. Hellenistik Döneme ait 5215 gümüş sikkeden oluşan ve “Meydancık Kalesi Definesi” diye adlandırılan hazine, Makedon, Seleukos ve Ptolemaios krallıklarının bastırdığı sikkelerdir.

Anadolu’da şu ana kadar bulunan bu en büyük definedeki sikkelerin dağılımı şu şekildedir:  2.400 adet Büyük İskender, 129 adet III. Filip, 31 adet Demettius Poliorketes, 114 adet Lysimakhos adına basılmış sikkeler bulunmakla birlikte, Pergamon krallarına ait 62 adet, Seleukos hükümdarlarına ait 246 adet ve Ptolemaios krallarına ait 2.206 adet sikke de yer alır. Bölge dışındaki sikkelerin hazinede yer alması, yapılan ekonomik ve ticari ilişkilerin ne kadar geniş bir coğrafyayı kapsadığını da bize gösterir. Yapılan kazılarda, Hitit kralı Muvatalli’nin mührü de ele geçmiştir. Gün yüzüne çıkarılmış buluntular, günümüzde Silifke Müzesi’nde sergilenmektedir. Sırf bu muhteşem hazineyi görmek için bile, Silifke Müzesi’ne gidilir.

Anadolu’nun güneyinde, Dağlık Kilikia’nın ortalarında yer alan ve Akdeniz’deki Kelenderis Limanı’nı iç bölgelere bağlayan yolu, kontrol altında tutan  Meydancık Kale’yi gezmek için, birçok sebebiniz var aslında. Anıtsal kapı, kale, saray, mezarlar gibi mimari eserleri yerinde görmek bunlardan ilki olmalı. Yine Anıtsal kapının merdevinlerini aşarak, devasa Kiklop tarzı taş duvarların şaşırtıcı görüntüsünü izlemek sebeplerden bir diğeri olmalı. Çok sayıda medeniyetin dikkatini çekmiş bu lokasyonu, en doğudan en batıya adımlayarak, yerleşkenin en batısından, dağların arasındaki geniş düzlükleri ve yeşil çam ormanlarının büyüleyici manzarasını, içinize sindire sindire izlemek bir başka önemli sebebiniz olmalıdır. Tüm bunları yaptığınızda, artık “iyikileriniz” arasına girmiş bir geziniz olacaktır.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Cafer Uzlar
    07-12-2023 09:33

    Bölgemizde, bize göre taştan ibaret olan görüntüleri, zihnimizde canlandırıp ve anlamlı hale getirdiğiniz için müteşekkiriz.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum