Mersin
04 May, 2024, Saturday
  • DOLAR
    32.42
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2403.5
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59618.85$

KİLİKİA’NIN EN GÖRKEMLİ SARNICI: TEKİR AMBARI

25 December 2023, Monday 09:55

Günün ilk ışıklarında sarnıcın önündeki, yazıları artık okunamaz hale gelmiş bilgilendirme tabelasının önünde durdum. Güneşin henüz yeni yeni aydınlattığı tabelada, okunabilir son harfleri seçerek edindiğim bilgilerde, Bizans Dönemi’nde yapılan Tekfur Ambarı Sarnıcı’nın,  halk arasında daha çok Tekir Ambarı olarak anıldığı, Silifke Kalesinin eteklerinde, şehrin su ihtiyacını karşıladığı, 46 metre uzunluğa, 23 metre derinliğe ve 14 metre genişliğe sahip olduğu yazılıydı. Sarnıcın içi molozlarla kaplı olduğundan, taban seviyesini tespit etmek ve su giriş kanallarını görmek günümüzde mümkün değil.

Mimari özelliği bakımından Anadolu sarnıç mimarisinde çok az  örneği olan sarnıcın duvarları, su sızmasını önlemek ve anıtsal, görkemli  bir görünüm kazandırılmak üzere  düzgün kesme taşlarla desteklenmiş. Uzun kenarında sekiz, kısa kenarındaysa beş adet yuvarlak kemerli nişler oluşturulmuş. Bu nişler, sarnıcın görselliğine de önemli bir katkı sağlar. Antik Dönemde Bahçebaşı su yolundan beslenen sarnıç, 10.000 metre küp gibi iddialı bir kapasiteye sahiptir.

Açıklayıcı tabeladaki bilgileri okuyup, Kilikia bölgesinin bu büyük ölçekli, görkemli sarnıcının içine indim. Sarnıcın güneydoğusundaki helezonik merdivenlerden başım döne döne indim inmesine de gördüklerimden bir o kadar da rahatsız oldum. Herhangi bir koruma tedbirinin alınmadığı sarnıcın, eşine az rastlanır helezonik merdivenlerinin üstü, cam şişelerin kırık parçalarıyla kaplıydı. Sarnıç, geceleyin içki içilen bir mekana dönüşmüş olmalı ki merdiven basamakları bu can sıkıcı görünüme gelmiş. Merdivenlerdeki pis görüntülere belki alışabilirdim ama sarnıcın kendi kaderine terk edilmiş halini görünce, ümitsizliğim daha da arttı. Hiçbir şekilde bakımı yapılmayan ve taşları kırık bir halde çevreye saçılmış görüntüsüyle sarnıç dile gelse,  “Bir yardım eli uzatan yok mu?” diye çevresine haykıracak duruma gelmiş.

Mevcut anakayanın oyulması sonucu  oluşturulan bu devasa sarnıcın, Silifke Kalesi’ni göreceğiniz bir konumda yer alması, yapıldığı dönemin tarihi dokusunun gözümüzde canlanmasını sağlıyor. Hele ki sarnıcın merdivenlerinden indiğinizde, görebileceğiniz tek yapının Silifke Kalesi olması, adeta sizi o dönemlere götürecektir. Sonra bu etkileyici zaman yolculuğundan ayaklarınıza takılan ağaç dalları ve çalı çırpılar, sizi eserin günümüzdeki ilgisizliğine ve terk edilmişliğine geri getirecektir.  Çeşitli ağaçların, dikenli çalıların ve kurumuş otların kapladığı sarnıç zemini, artık içinde yürümeyi imkansız hale getirmiş.

Silifke’nin merkezinde yer aldığı halde, böyle bir yapının bir kenarda unutulmuş görüntüsü gerçekten çok üzücü. Sarnıcın içi, bir su deposu olma görevini çoktan terk etmiş, İçerisinin de bir koruluğa dönüşmesinin üzerinden çok zaman geçmiş. Kilikia Bölgesi’nin bu sahipsiz bırakılmış yapısını, Silifke’ye yolunuz düştüğünde siz yine de mutlaka görün. En azından sarnıç, sadece kendisini oluşturan taşların üzerinde şişe kıranların ayaklarını değil, üzerinde “Dost ayakları”nın da gezindiğini hissetsin. Bizler sesimizi yetkililere duyurmak için yazmaya devam edeceğiz. Belki bir gün sessiz çığlıklarıyla yardım eli isteyen Tekir Ambarı’nı duyan, sağduyulu yetkili birileri çıkar.

Aralık 2023

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum