Mersin
09 May, 2024, Thursday
  • DOLAR
    32.42
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2403.5
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59618.85$

Kentsel Dönüşüm ve İnsanca Yaşam…

14 August 2023, Monday 10:41

Şehirler değişip gelişmediği ve günün koşullarına göre dönüşmediği sürece her türlü kirliliği bünyesinde taşımaya ve suç üretmeye devam edeceği bir gerçek.

Türkiye’deki kentler olabildiğince çarpık bir yapılaşmanın içinde. Bu çöküntü alanları birkaç şehrin dışında genelde yaşanan problemler olarak ortada duruyor.

Yeni ama beton yığını kirli yapılarla, kentlerin cazibe merkezi olamayacağı anlaşıldı artık. Bugün gelişmiş ülkeler, kent merkezlerindeki ucube gökdelenlerin esiri olmaktan kurtulmanın yollarını arıyorlar.

Her ne kadar da gelişmiş toplumlardaki belediyeler gibi daha geniş ve özerk yetkilere sahip olmasalar da mevcut yasalarla bile belediye başkanlarına geniş yetkiler verilmiştir.

Belediye başkanı, kenti değiştirme ve dönüştürmede bilgi birikimi, ufku, niyeti ve yeteneği doğrultusunda ve oranında hizmet üretimini gerçekleştirebilir. Eğer başkanda bu donanımlar varsa, her şey iki dudağının arasındadır.

Mali kaynak, merkezin vesayeti, çarpık kentleşme ve muhalefetteyim gibi olumsuzlukların arkasına sığınan bir belediye başkanının, kent halkına verebileceği hiçbir şeyi yoktur. Tabii ki zamanı boşa harcamaktan başka.

Evet, başka yolu yok.

İyi hizmetlerin ortaya çıkması için; başkan ve kadrosu temiz olacak, kişisel çıkarlarda uzak duracak, oluşacak rantı paydaşlar arasında adil bir şekilde bölüştürecek, kentini, insanını sevecek ve bu konuda kararlı olacak. Hepsi bu kadar.

Egolardan arınacak, kin beslemeyecek. Ben bilirim sevdasına tutulmayacak, ilgili meslek odalarıyla, STK’larla ilişkilenmeyi, halkla duygu ve düşünce paylaşımını aksatmayacak.

Süreç içinde kentlerin çarpık ve öngörüsüz gelişiminin tek nedeni; görev yüklenmede yetersiz kalan vizyonsuz belediye başkanlarının mevcudiyetidir.

Evet, tekrar ediyorum bunun başka izahı yok!

Kentsel dönüşüm; faaliyet alanı ve doğası gereği, mevcut şehrin yapısına ve burada yaşayan insanların fiziksel, sosyal ve ekonomik geleceği üzerinde belirleyici etkisi olan bir süreçtir.

Buna bağlı olarak da kentin bütün değerlerine geleneklerine ve geleceğine yön veren bir planlama ve yapılanma hareketidir.

Kentsel dönüşüm; kentin bütününü ele alarak yaşamı kolaylaştıran, sürdürülebilir kılan ve tüm vatandaşların bu dönüşümden istifade edebileceği bir yaşam alanının planlar dâhilinde yeniden yapılanmasıdır.

Kentsel dönüşümde; kentsel refah ve yaşam kalitesini artırıcı başarılı bir ekonomik kalkınma modeli ortaya koymak, kentsel alanların gereksiz yayılmadan kaçınmaya yönelik stratejiler belirlemek gerekmektedir.

Bu bakış açısı sosyal yaşama uyarlanmadığı içindir ki, bu günkü problemlerle iç içeyiz.

Açıkçası, Türkiye genelinde bu tür doğru uygulamaları planlayıp, dönüşüme tabi tutmadan hiçbir olumsuz yapıyı değiştiremeyiz.

Çarpık gelişen kentlerin sokaklarında, okullarının önlerindeki çocuklarımızı, gençlerimizi uyuşturucunun girdabından nasıl kurtaracağız?

Öyle afişlerle, reklamlarla, yürüyüşlerle, polisiye önlemlerle bu olumsuzluklar 40 yılda geçse düzelmez.

Fiziki altyapıyı düzeltmeden, eğitim sistemini sürdürülebilir ve çağdaş bir yapıya dönüştürmeden, toplumun kentsel problemlerini çözmeden bu tür önemli sorunların üstesinden gelinemez.

Bunun bir tek yolu var.

Çocukları koruyan ve geliştiren, gençlerin dinamizminden yararlanan, kadına, yaşlıya, sosyal yaşam ve iş alanları yaratacak bütünlüklü bir planlamaya ihtiyaç var.

Bu ihtiyacın giderilmesi; belediyelerin, ilgili meslek odalarının, finans kuruluşlarının, mahalle sakinlerinin, muhtarların ve TOKİ’ye verilen mevzuat kolaylıklarının sağlandığı, vatandaşı koruyan ve sosyalleştiren bir bakış açısıyla, yerinde kentsel dönüşümün başlatılmasıyla mümkündür.

Bu dönüşüm/yenileme gerçekleşmediği sürece; evet 40 yıl da geçse, her türlü kirliliği bünyesinde taşıyan bu tür mahallelerin durumunda bir değişim olmaz.

İyi kurgulanmış yaşam alanları kültür merkezleri, otoparkları, eğitim, spor ve sağlık merkezlerinin içinde bulunduğu bir alanı düşünün!

Buralarda uyuşturucular, torbacılar, tefeciler, kavgacılar hayat bulabilirler mi?

Hayır bulamazlar…

Dünyanın birçok kentinde dönüşüm insan odaklı olunca başarıya ulaşıyor.

İşin içinde rant, kişisel beklentiler girince işler uzuyor ve sağlıklı yapılamıyor. Çözülemeyen sorunlarla birlikte, var olan problemlerde devam ediyor.

Peki, bu kadar çarpık, sağlıksız gelişen şehirleri kim nasıl kurtaracak?

Bu planlamayı, dönüşümü, yenilemeyi kim kurgulayıp yapacak?

Tabii ki öncelikle Büyükşehir Belediyeleri, ilgili ilçe belediyeleri ve TOKİ mevzuatının kolaylaştırıcı gücü ile koordineli bir şekilde yapılmalı bu çalışma. Devletin her türlü kolaylaştırıcı desteğiyle hızlandırılmalı.

İyi planlanmış ve iyi kurgulanarak hayata geçirilmiş bir projede; her türlü olumsuzluğu gidermenin yanında, o bölgenin iyileştirilmesi komşu sınır alanlarını da olumlu yönde etkileyecek ve bu model tüm ülkeye sathına yayılacaktır.

Bu değişim, dönüşüm ve yenilemenin önü de böylelikle açılmış olacaktır.

Bu dönüşüm, tüm şehirler için söylenebilecek bir durumdur.

İnsan odaklı bir planlama ve uygulamada gösterilecek hassasiyet, şehirlerin daha modern ve çağdaş koşullara taşınmasını beraberinde getirecektir.  

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum