BENCİL İNSANLIĞIN TARİHİ ALIŞKANLIĞI: TERKETMEK!

Tüm ailem ve çevrem -tabii ben de- hayvanları ve doğayı çok seviyoruz. Terkedilmiş hayvanlar bizi çok üzüyor. Sevdiğim bir yakınım kış şartları sertleşmeye başladığı için sokak kedilerine ve köpeklerine minderler yapmış. Bu hassas davranışı beni çok etkiledi. Her etkilendiğimde olduğu gibi yine kaleme sarıldım. Aslında insanı düşünmeye sevkeden örnek davranışlar ne kadar değerli, biliyor musunuz? Yazdıklarımı sizlerle de paylaşmak istedim.

Şimdi siz sokaklardaki kedi ve köpekler için minderler yapmışsınız ya; aklıma İngilizce bir kelime olan minder (mayndır okunur) geldi. Birinin bakımından, korunmasından, takibinden sorumlu kişi anlamına geliyor. Siz de sokaklardaki kediler köpekler için kocaman kalpli birer MINDER'sınız aslında.

Evlerden sokaklara terkedilmiş köpek ve kediler kendilerini hemen belli ediyorlar. Bazıları ümitle özledikleri sevginin peşinde koşturuyorlar, kendilerine uzanan -geçici de olsa- sevgi dolu ellere kendilerini teslim etmeye bayılıyorlar. Bazısı ise küskün tavırlarla majör depresyonda olduklarını belli ediyorlar.

Kişisel bilinç düzeyi artmadan toplumsal bilinç düzeyi artmaz. Fakat ben insanoğlunun kendi nesli üzerinde bile ne kadar acımasız olduğunu bildiğim için bu konuda toplumsal bir bilinç düzeyine erişilebileceğini zannetmiyorum. İnsanoğlu kendisine hizmet etsin diye ehlileştirdiği bu canlıları önce doğada yaşayamaz hale getirmiş; ama artık onlara ihtiyacı kalmayınca sokaklara terketmiş. Gidin köylere bakın; yaşlanan eşekleri, atları -nice yıl hizmetlerini hiçe sayıp- kırsala terkederler. Çünkü artık işlerine yaramıyorlardır.

Hatta hayvanları bir kenara bırakalım, kendi neslini de önce hizmet etsin diye köleleştirmiş (Afrikalılar) sonra sanayi devrimi olup üretim makinelerle yapılmaya başlayınca sözde özgürlüklerini vermiştir. Oysa artık onlara ihtiyacı kalmamıştır ve insanoğlu işine yaramayan şeyleri terketmeye bayılır. Onlara artık masraf yapmak istemiyordur çünkü.

Amerika Birleşik Devletleri'nde kuzey-güney arasındaki savaş da tarım ağırlıklı ekonomisi olan güneyin hala iş gücüne ihtiyaç duyduğu için, kuzeydeki sahip(!)lerin kölelerini özgür (!) bırakmalarını istememelerinden kaynaklanmıştır. Kuzeyin ekonomisi sanayi ağırlıklıdır ve artık köle beslemek gereksiz bir masraftır onlar için. Taa ki tarım makineleri çıkana kadar. Anadolu'da traktör alan çiftçiler de atlarını terketmiştir. Issız dağlarda yılkı (vahşi) at sürüsü zannettiğimiz atlar, aslında terkedilmiş atlardır.

Velhasıl kelam, bencil insanoğlunun alışkanlığı bu!!! Kullan ve at!!! Toplumsal bilinç düzeyini beklemektense , kişisel bilinç düzeyini artırmaya çalışmak daha önemli. Bu yüzden örnek davranışlarımız çok önemli.

Herkese iyi hafta sonları ve mutlu yıllar dileklerimle...