Mersin
03 May, 2024, Friday
  • DOLAR
    32.42
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2403.5
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59618.85$

ANTİK KİLİKİA’DAKİ ASKER KABARTMALARI

10 February 2024, Saturday 14:26

Kilikia Bölgesinin sınırlarını, Strabon batıda Alanya, doğuda İskenderun Körfezi, kuzeydeyse Toros Dağları ile belirler. Ayrıca Alanya’dan Soloi-Pompeiopolis’e kadar olan bölgeyi Dağlık (Trakheia) Kilikia, buradan İskenderun’a kadar olan bölgeyi Ovalık (Pedias) Kilikia olarak adlandırır. Lamos (Limonlu) Nehri ile Kalykadnos (Göksu) Nehri arasındaki bölgeye de Olba Territoriumu der.

 Olba Territoriumu, Hellenistik ve Roma dönemlerinde, Kilikia Bölgesi’nde arkeolojik bulguların en çok rastlanıldığı yerdir. MÖ 188 yılında Seleukoslar’ın Romalılar ile yaptıkları Apameia Antlaşması’ndan sonra Olba Territoriumu, Seleukoslar’ın sığınabilecekleri önemli bir merkez olmasıyla birlikte, burası arkeolojik açıdan Roma eserlerinin yapıldığı önemli bir yere dönüşmüştür.

Olba Territoriumu’nda Geç Hellenistik ve Erken Roma dönemlerinde yapılan mimari yapıların yanında nekropol alanları, dağ yamaçları, nehir boyları, kale, obruklar ve yerleşim yerleri girişlerinde, ana kayaya işlenmiş sayıları yetmişi bulan kabartma bulunur. Kabartmaların büyük çoğunluğu yerel işçilikle yapılırken, bazıları da kompozisyon, stil ve ikonografik açılardan batıdaki örneklerle benzerlik göstermektedir.

Olba Territoriumu’nda yer alan kabartmaları ölü ziyafeti, askerler ve kült kabartmalar olarak gruplandırmak mümkündür. Bu kabartmaların hepsi, Kilikia’da en dikkat çekici eserlerin başında gelir. Üç şekilde gruplandırdığımız bu kabartmaların içinde, asker kabartmaları benim en çok ilgimi çeken kabartmalardır. Bu kabartmaların bir kısmı diğer gruptaki kabartmalarla bir arada betimlenmişken bazıları da tek başlarına betimlenmiştir.

Asker kabartmaları içerisinde en etkileyici bulduğum, Hisar Ören Yeri’nin kuzeybatı yamaçlarında yer alan, üç Romalı askerin yanyana betimlendiği kabartmadır. Kilikia Bölgesi’nde genellikle tek bir asker betimlemesine rastlanırken Hisar Ören Yeri’nde yanyana üç asker  kabartması yer alır. Kilikia’daki bütün lokasyonlardaki asker kabartmalarının sağ elinde mızrak, sol elinde hançer tutmak ve chiton giymek gibi standart görünümleri bulunmaktadır. Bu kabartmadaki asıl önemli detaysa, 1. ve 2. askerin ortasanda sadece belden yukarısı olan bir kadının, baş ve gövdesinin 2. asker tarafından sağ elindeki mızrağını sapladığı betimlemedir. Bu korku ve ürküntü verici kompozisyonda sanatçı, “Bu kente öyle elinizi kolunuzu sallayarak ve izinsiz bir şekilde giremezsiniz.” mesajını mı vermek istemişti acaba? Kabartmanın, art niyetli ziyaretçilerin pek bilemeyeceği bir lokasyonda yer alışı, kabartmanın  günümüze kadar en az tahribatla ulaşmasını sağlamıştır.

Dağlık Kilikia’da dikkat çeken bir başka asker kabartması Kanlı Divane’de, karstik çukurun iç yüzeyinde yer alan Armaronzas Aile Kabartması’nın kuzeybatısındaki asker kabartmasıdır. Askerin adının “Trogomon” olarak okunabildiği bir yazıt bulunmaktadır. Yazıtın sonradan, askerin annesi tarafından yazdırıldığı anlaşılmıştır. MS 1. yüzyıla tarihlendirilen kabartma, Roma asker kabartmalarının içerisinde en yıpranmamış olanıdır. Kanlı Divane’nin uzun yıllardır koruma altında oluşu ve kabartmanın bulunduğu yüzeyin insan eliyle zarar görmeyecek yükseklikte oluşu, kabartmanın üzerindeki en küçük ayrıntıyı bile gözleyebilmemize imkan oluşturmuştur.

Kanlı Divane’nin güneybatısında yer alan Çanakçı Nekropolü’nde de 6 tane kabartma bulunmaktadır. Bunlardan ön plana çıkanı, kline üzerinde elinde kase tutarak yatan bir rahip ve hemen yanında ayakça betimlenmiş bir askerdir.  Kabartmada verilmeye çalışılan mesaj, rahibin öbür dünyada  rahat ve huzur içinde yattığıdır. Ayakta duran askerin, yönetici rahibin oğlu olduğunu da söylemek mümkündür. Bu kompozisyonun benzerleri Hisarin Kale ve Veyselli Kaya Kabartmalarında da vardır. Hisarin Kaledeki asker kabartmasının yüz ayrıntıları günümüze kadar ulaşmıştır ama Veyselli’de, toplamda beş askerin yer aldığı kabartmalar büyük oranda zarar görmüştür.

Dağlı Kalesi’nin hemen girişindeki iki asker ve bir hamile kadın kabartmasından günümüze pek bir şey kalmamıştır. Kabartmaların yer aldığı nişler net bir şekilde seçilirken içerisindeki kabartmalar neredeyse, yapıldığı kayalık zeminden tamamıyla yok edilmiştir.

Lamas Kanyonu’nda, yamaçtaki asker kabartması yine vandalizmin kurbanları arasındadır. Koramşalı köyündeki asker kabartması nispeten biraz daha iyidir.

Tapureli Ören Yeri’nde iki asker, oturan bir kadın ve bir rahip, aynı kompozisyonda betimlenmiştir. Bu dört kabartmanın genel bütünlüğü bozulmamış ama yine diğer kabartmalarda olduğu gibi yüz ayrıntıları ciddi tahribata uğramıştır. Yeniyurt Kalesi’nde ve Korykos’ta karadaki kalenin kuzeyinde bir asker kabartması vardır.

Değil Kilikia Bölgesi’nin Antik dönemin en büyük kaya kabartmaları Kız Kalesi’nin 5 km kuzeyinde yer alır.  Adam Kayalar adındaki bu kabartmalar 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk, 1 dağ keçisi ve bir Roma kartalından oluşmaktadır. Kabartmaların içerisindeki askerlerin zırhlı olmadıkları dikkat çekicidir. Bunun sebebi de askerlerin savaşçı rollerinden öte ailevi yönlerinin ağır basmasıdır. MÖ 3. yüzyıldan MS 3. yüzyıla kadar yapımı süren, Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Adam Kayalar, binlerce yıldır günümüze sağlam bir şekilde ulaştı ama son kırk yıldır kabartmalara verilmedik zarar kalmadı. Bu tahribattan en az beş kabartma ciddi oranda zarar gördü.

Seleukoslar’ın bölgede “Hellenizasyon” sürecini başlatmaları bir gereklilikti. Çünkü bölgede kültürlerinin, dinlerinin, dillerinin kalıcı olması ve yayılması için bu bir zorunluluktu. Bunun için Yunan mimarisini imar faaliyetlerine yansıtmak, ana kayaya kabartmalar yaptırarak kültürlerini etkin hale getirmek, yine ana kayaya dini, askeri ve sivil yaşamın özelliklerini yazıtlara kazıtarak ölümsüzleşmek gibi faaliyetlerin hepsini Roma da, Kilikia’da hakimiyet kurduğunda, “Romanizasyon” adıyla sürdürecektir.

Kilikia’da daha çok askerler ve ölü ziyafeti sahnelerinin ön planda olduğu kabartmaların bir bölümüne değindim sadece. Her bir kabartma kendi bünyesinde, gizemli ve eşsiz görünümüyle apayrı bir hikayeyi barındırıyor. Yetmiş civarındaki kabartmanın şu ana kadar neredeyse tamamı az veya çok zarar gördü. Kilikia, vandalizmin ve cehaletin pençesinden kurtulabilecek mi? Bunu zaman gösterecek. Pamuk ipliğine sarıp kollamamız gereken bu eserlerden geriye, üzgünüm ki yakın gelecekte tek bir  kabartma kalmayacak.

Şubat 2024

Yorumlar

  • yorum avatar
    Serdar Kuş
    21-02-2024 13:15

    Çok teşekkür ederim Fatih Bey güzel görüşleriniz için. ??

  • yorum avatar
    FATİH SAĞNAK
    14-02-2024 15:23

    Tüm Türkiye'de olduğu gibi Mersin'de de birçok insan tarihin eşsiz izlerinin yanından habersizce geçip gitmekte. Oysa bir insan bir geziye katılacağı zaman o bölge ile ilgili birçok şeyi araştırıp, okuyup o geziye öyle katılmalı ki gezdiği, gördüğü yerleri daha bilinçli gezsin, rehberinin anlattığı şeyleri daha anlamlı dinlesin. Bu yüzden cebinizde biriktirdiğiniz bu bilgileri paylaşıyor olmanız çok değerli. Kutluyorum.

  • yorum avatar
    FATİH SAĞNAK
    14-02-2024 15:23

    Tüm Türkiye'de olduğu gibi Mersin'de de birçok insan tarihin eşsiz izlerinin yanından habersizce geçip gitmekte. Oysa bir insan bir geziye katılacağı zaman o bölge ile ilgili birçok şeyi araştırıp, okuyup o geziye öyle katılmalı ki gezdiği, gördüğü yerleri daha bilinçli gezsin, rehberinin anlattığı şeyleri daha anlamlı dinlesin. Bu yüzden cebinizde biriktirdiğiniz bu bilgileri paylaşıyor olmanız çok değerli. Kutluyorum.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum