büyükşehir

Huzurun Esasları

Elimizin kirine, gönlümüzün pasına bakmadan çok dua etmeliyiz. Çünkü sığınacağımız başka bir sığınak; çalabileceğimiz başka bir kapı yoktur.

İlk Yayın: 10 Ocak 2023 – Güncelleme: 10 Ocak 2023 08:57

Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin; zira onlar kendilerinden daha iyi olabilirler. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler; çünkü alay edilenler edenlerden daha iyi olabilirler. Biriniz diğerinizi aşağılamayın, birbirinize kötü ad takmayın. İman ettikten sonra fâsıklıkla anılmak ne kötüdür! Günahlarına tövbe etmeyenler yok mu, işte zalimler onlardır. (Hucurat, 11)

Dil insanı vezir de edebilir, rezil de. Marifet; ağzımızdan Rabbimizin razı olmadığı bir söz çıkmadan yaşayabilmektir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) bir defasında: “Allah’ın içi dışından, dışı içinden gözüken köşkleri vardır.” buyurur. Bir bedevi: “Onlar kimin içindir ya Rasulullah?” diye sorunca da: “Güzel konuşan, yemek yediren, oruca devam eden ve insanlar uykudayken gece namaz kılan kimseler içindir.” cevabını verir.

Güzel konuşan yani ağzından yalan, gıybet, lanet, hakaret çıkmayan, boş konuşmayan kimseler için hazırlanmış köşkler.

İkinci olarak yemek yediren yani fakiri, yetimi, yoksulu, muhtacı düşünen, onların ihtiyacını görmek için çaba gösteren insanlar sayılıyor.

Serveti yığmak, parayı hesapta bekletmek ve kabarık hesaplarla sevinip övünmek değil Allah katında kıymetli olan. Rabbimizin katında kıymetlenen mal; fakir, yetim, yoksul ve muhtaçlarla paylaşılan maldır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu iki husustan sonra, iki madde de ibadetle ilgili konu zikreder: “Oruç tutmaya devam eden ve gece namazı kılan kimseler. Ramazan ayının dışında da oruç tutmayı adet haline getiren kardeşlerimiz ne güzel yapıyorlar. Gücü yeten, hastalığı olmayan mü’minlerin böyle bir hassasiyetinin ve gayretinin olmasını da övüyor Peygamber Efendimiz (s.a.v.). Hadis-i şerifte son olarak gece uykusunu bölüp namaz kılanlardan bahsediyor. Rabbimiz muttakileri anlatırken “Geceleri az uyurlar, seherlerde istiğfar ederler.” (Zariyat, 17-18) buyurur.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu